Kaderimiz - Murat Mutlu



6 bin yıllık bir tarihe sahip olan Doğu - Batı mücadelesinin nedenlerine ve sonuçlarına baktığımızda 6 bin yıl önceki nedenler ve sonuçlarla aynıdır: Ekonomi ve Savaş. Farklı olan bir şey var mı?

İnsan henüz ateşli silahları ya da daha geriye gidersek henüz kemik parçalarıyla hayvan öldürdüğü sırada birbiriyle mücadele etmeye başladı. (Evet, belki hayatını devam ettirmek için; ama) İnsan ilk adımını atıp da hayvanı ötekileştirip onu katletmeye başladıktan sonra neden daha aşırısını benimsedi? Bunun cevabı bende kayıp...

İnsanoğlu ötekileştirme sevdasında kurtul(a)madı ve sonunda ırkdaşını ötekileştirmeye başladı ve başardı. Öyle ya madem doğaya karşı başlattığı ötekileştirme savaşını kazandı neden kendinden olana da savaş açıp kazan(a)masın? Doğadaki en güçlü yaratık kendi insansa en güçlü insan da o olmalıydı. Bu yüzden dünyaya, doğaya, insana gücünü göstermeliydi.

Önce benim klan, dedi sonra benim sitem, benim devletim, benim imparatorluğum son karede de benim olduğum taraf. Ürkmemek elde mi?

Bugüne bakın. Herkes yazıyor, çiziyor, anlatıyor. Tek kutuplu dünya bitiyor, bitti, ha bitti ha bitecek. Dünya artık 2 hatta 3 kutupluymuş. Hatta bir köşe yazarı: "1.5 kutuplu dünya" demişti. Lokantaya gitmiş de 1.5 iskender istiyor sanki. Amacım onu eleştirmek değil; ama sonuç şüphe edilemeyecek kadar vahim.

Tamam kabul ediyorum ayrı kutuplardayız. Biz Doğu onlar Batı. Bu yüzden düşman mı olmalıyız? Ötekileştirmeye devam mı etmeliyiz? Mücadele mi edip zaten yaşanamaz hale gelen dünyayı daha da yaşanamaz hale mi getirmeliyiz? Benim bu soruya olan cevabım kayıp değil.

İnsana yakışır (istisnalar dışında hiç olmadı ama...) bir şeklide insanca el ele, gönül gönüle yaşamalı.

Son yazımda Kızıl Baron filminden bir replik alıntılamıştım: "Dünya'yı kanlar içinde yüzen bir mezbahaneye çevirmişiz" evet maalesef bu dünya içinde yaşanamayacak bir mezbahaneye dönüştü; ama o mezbaheneyi temizleyip yaşanacak hale getirmek yine biz insanların elinde. Biz ölmek / öldürmek için değil yaşamak / yaşatmak için geldik bu dünyaya. Bu bizim kaderimiz.