Başkaldırının Antolojisi / Ümit Manay

Eski mahallemi anımsadım dün,

Dar sokakları… Korna seslerini.

Kahkahalarla koştuğumuz kaldırımları.

Bir de onu…

Ö….. ‘yü

Çocukçaydı,

Masumca başlamıştı

Çocukluk çağında oyunlarımız.

Korkarak sokak aralarında öpüşmeler,

Bir de içindeki o taşkın heyecan.

Aşkın farkında olmadan,

Aslında bir nefes kadar yakın olması.

Hiç gitmemesi senden.

Biz büyüdük;

Evler de büyüdü, sokaklar yıkıldı,

O bacası tüten müstakil evler,

Kocaman canavarlara dönüştü.

Önce binalar betonlaştı, sonra yürekler.

Ve şeytan sızdı aramıza….

Her insanın kalbini kemiriyor,

Arsızca parçalar yiyordu ruhundan.

Önce merhamet gitti ilk ısırıkla,

Ardından şefkat, masumiyet, iyilik….

Robotlaştık.

Basmakalıp koyunlar olduk.

Bir kağıt parçası uğruna, birbirimizi keser,

Çok sevdiğimizi boğar olduk!

Olduk da olduk. Sonunda leşleşip, kokuştuk.

Şimdi ey ülkem,

Ne diye yıkıyorsun, yok ediyorsun ucubelerini,

Bir ucube de başımızda bizim…

Yetmez mi?

Kurcalanmamış ne kadar dosya varsa,

Hepsi neden bodrum katlarında?

neden her yaşanan olay muallakta?

Yoktu işte cevabı…

Ne yapmalı?

Bu son gece trenine binip gitmeli mi?

Yoksa kalıp dikmeli mi isyanın, anarşinin bayrağını?