Zoraki Politikacı Gerçek Sanatçı / Efsun Güztoklusu

RAUF DENKTAŞ (27.1.1924-13.1.2012), BÜLENT ECEVİT (28.5.1925-9.11.2006), VACLAV HAVEL (5.10.1936-21.12.2011)


İnsanoğlu doğumundan ölümüne dek birçok değişik roller üstlenir. Ergen, aile babası, iş sahibi, patron ya da çalışan, ressam, yazar, fotoğrafçı bir sanat icra eden kişi… Bazen yaşamdan bambaşka şeyler beklerken bir de bakmışız ki aklımızda hiç olmayan bir kimlik misyon edinmişiz.
Yukarıda belirttiğimiz üç kişi de ayrı toplumlarda hiç düşünmedikleri halde siyasete dalarak toplumlarına yön veren ve bunu layıkıyla yapan roller üstlendiler. Nasıl mı?
 Rauf Denktaş- Daha geçen haftalarda yitirdiğimiz Denktaş Kıbrıs’ın Baf bölgesinde 27 Ocak 1924 tarihinde Dünya’ya geldi. Babası bir hakimdi. Annesini 1.5 yaşındayken kaybetti. Eğitimini babası gibi hukuk  dalında  yaptı. Ada’nın içinde bulunduğu koşullar kendisinin mesleğini icra etmesine müsaade etmedi ve siyasete atıldı. 27 Kasım 1948 de  Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Dr. Fazıl Küçük ile birlikte hatiplik yaptı. 1959 Zürih ve Ankara Antlaşmalarının çalışmalarına katıldı. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk alayı Magosa  Limanı’na ayak bastıktan sonra önce Türkiye’ye gelip temaslarda bulundu daha sonra bir kayıkla Kıbrıs’a giderek Türk direnişini örgütledi. 1964 Londra Konferansı’ndan sonra Makarios tarafından ‘’İstenmeyen Adam’’ ilan edildi. 1967’de adaya gizlice girmeye çalışırken tutuklandı ve Türkiye’ye iade edildi.1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na dek Cemaat Meclis Başkanı, Kıbrıs Türk Yönetimi Başkan Muavini gibi görevlerde bulundu. 13 Şubat 1975’de Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulunca, 1976’da ilk seçimlerde Devlet Başkanı seçildi. 1981 de 2. Kez seçildi. 17 Nisan 2005’te tekrar aday olmadı ve 24 Nisan’da görevini Mehmet Ali Talat’a devretti.
Bütün bu yılmaz bağımsızlık savaşı ve masa başında geçen daha sonraki günlerinde sevdiği fotoğraf sanatına amatörce katkıda bulunmayı  ihmal etmedi. Elin den kamerası yüzünden muzip gülüşü eksik olmazdı.Çektiği fotoğrafları sergiledi ya da çektiklerine hediye etti.
Bülent Ecevit- Annesi Nazlı  ressam, babası  Dr. Fahri Ecevit  adli tıp profesörü ve eski Kastamonu milletvekiliydi. Tek çocuktu. Şimdiki Robert Kolej’de eğitim gördü. Erken evlendiği için bir süre Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ne devam etti ancak bitiremedi. Ulus Gazetesi’nde gazetecilik yaptı ve çok kısa sürede siyasete girip milletvekili seçildi. 27 mayıs’tan sonra Çalışma Bakanlığı yaptı.12 Mart tarihinde Genel Başkanı İsmet İnönü kurulan ara rejim hükümetine bakan verince köklü bir değişiklikle CHP’de  bir çınar olarak addedilen Genel Başkanı’na isyan bayrağını açtı ve mücadeleyi  kazanarak  İnönü’yü saf dışı etti. 12 Eylül’de de askeri rejime en sert muhalefeti yapan Ecevit oldu ve hapse girdi. 1990 öncesi biri güvenoyu alamayan 3 hükümete Başbakanlık yaptı. Kıbrıs Çıkartması  da ona nasip oldu ve Rauf Denktaş ile kader birliği yaptı. CHP’yi dönüştürmeye çalışarak Demokratik sol ilkelerin yaratıcısı ve uygulayıcısı oldu. 1990 dan sonra kurduğu Hükümet’te Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye getirerek ulusal başarılarına bir yenisini kattı.
Bülent Ecevit şairliği ve Sankritçe’den yaptığı şiir çevirileri ile pek tanınmadı. Birçok şiir yazmasına, bunlardan “Takalar” şarkı olarak bestelenmesine karşın edebi kimliği siyasetin hep gerisinde kaldı. Oysa kısaca şiirlerine baktığımızda hatırı sayılır bir antoloji ortaya çıkar. Bach Sonatı, Pülümür’ün Yaşsız Kadını, El Ele Büyüttük Sevgiyi, Promete, İnsan eserlerinden  sadece birkaçıdır.


Vaclav  Havel- Burjuva bir ailenin çocuğu olan Havel’in ailesinin mülküne Çekoslavakya’yı  yöneten komünistlerce  el kondu ve okulda okuması engellendi. Havel genç yaşta tiyatroda çalışmaya başladı ve bir süre sonra tiyatro oyunları yazmaya başladı1968’de Dubçek reformları Prag Baharı’nı yarattı ancak yazı zor gördü. 750.000 askerli Sovyet  Birliği Baharı kışa döndürttü. Bundan sonraki 20 yıl Havel, hükümetin kara listesinden hiç düşmedi. Tutuklandı, piyesleri yasaklandı. 1989 yılında Sovyetlerin demir perdesi yıkılınca özgür Çekoslavakya’nın  Devlet başkanı seçildi. Çekoslavakya ve Slovakya ayırımına karşı çıkarak  bir süre istifa etti ve 1998’de tekrar seçildi ama rahatsızlığı artınca 2003’te Cumhurbaşkanlığını bıraktı.
Havel’in tiyatro oyunlarından bazıları: Life Ahead 1959, The Momerendum 1965, Protest 1978, Tomorrow 1988…
Görüldüğü gibi üç tarihi ve siyasi figürümüz de daha çok siyasi kimlikleri ile ön plana çıkıp, toplumlarına yön verdiler ama onlar bir sanat adamı idi. Sanatın inceliklerine gönül verdiler ama siyasi yaşamların da bir kaya kadar sert ve yılmazdılar. Onları unutmayacağız. Pink Floyd şarkısında dendiği gibi  ‘’Shine on you crazy diamonds’’