Seyyah / Ümit Manay


Bir seyyah tanıdım,
Altı yerinde bilinmemiş kıtalar
Bu ninni, bu uyku
Esir gözkapakları bir “yum” demeye
Dudaklarında defnenin yakamozu
Teninde kor ateş volkanik dağlar misali.

Kurdun… 
Bir kurşun asker gibi kurup bıraktın beni.
Sol – sağ, sol – sağ…
Durdum.

Öyle büyük laflar etmeyeceğim,
Sev ulan yeter beni…
Arabesk gibi sev, Orhan gibi, Bergen gibi..
“Aşk” derken titresin sesim.
Tıpkı “anneciğim” der gibi…

Bak İzmir tutuştu her şeyiyle…
Çingene ruhum isyanını koydu karanlığa.
Başladı çıplak ayakla dansa.
“Ay” dansöz, yıldızlar seyirci.

Kirpiğini; bir kibrit kutusuna koydum,
Kahve içtiğimiz bardakları da çaldım.
Dudağının değdiği izmariti kıskanır oldum.

Ama biliyorum ki;
Senin kalbinde ruj lekeleri var,
Saklayamazsın ki! 
Çocuksun sen,
Otuz bir yaşında koca bir çocuk.
Kızmayacağım sana…
Hadi söndür sigaranı kalbimde,
Söndür ışıkları, söndür geceyi,
Mumlar erisin buruşmuş çarşaflardan içeriye.