Bireysel Bir Yaratıdan Toplumsal Sonuçlar / Elif Soykan

Sanat; bireyselliği, özgünlüğü ve biricikliği ile daima ön plandadır. Kişiye özel bir yaratı olduğuna, insanın iç dünyasını dışa açtığına inanılır. Sanatı bireysel bir süreç ve oluşturanı birey olarak kabul ettiğimizde sosyoloji ile beraber bireyi araştırma yoluna girmiş oluruz.
Sosyoloji ise toplumlarla ilgilidir ve küresel anlamda da ciddi bir değeri söz konusudur. Bir insan farklı bir kültürle karşılaştığı zaman ilk değerlendirmesini önce kendi kültürüne dayanarak yapar ve içinde bulunduğu yeni ve farklı durumu yorumlamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Bireyi etkileyen içinde yaşadığı toplum, yetiştiği çevre ise sanatçıda bir kültüre ait birey olduğundan sanatın tamamen bireysel bir yaratı olduğu düşüncesi de kolaylıkla tartışmaya açılabilir. Sanatçılar verdikleri eserlerle kendi toplum yapısına uygun olmamak kendi değerlerini yadsımak konusunda nasıl eleştirilsin ki o zaman.
Sanatçının doğup büyüdüğü, eğitildiği ve bulunduğu ortama ait değer kalıplarıyla değerlendirilmesi bundan ötürüdür. Sanatçı sanatında maddi koşullarını, dini inancını, siyasi görüşünü direk olarak belli etmeyebilir. Ama her insanın hayatında, düşünce ve ruh dünyasında önemli yer tutan bu unsurlar sanatçının eserlerinde mutlaka kendini belli edecek ve izlerine sıklıkla rastlanacaktır. Sanatçı iç dünyasından, karmaşık psikolojisinden beslenir öncelikli olarak. Bu beslendiği ortamları da kendisine yaratan en başta olumlu ya da olumsuz anlamda desteklediği; sevdiği, karşı çıktığı; şiddetle uzaklaşmak istediği kendisini var eden kültürüdür. Tüm bu sözü edilen unsurlar da sosyolojik özellikler taşır. Çünkü çoğunluğu temsil eder. Çünkü toplumu temsil eder. Çünkü insan doğduğu yerin bir uzantısı ve temsilcisidir.

Sanata Farklı Bir Yorum
Sanatçının ne kadar farklı sanat dalı ile ilgilenirse ne kadar okuyup araştırır,ne kadar farklı yerler görüp farklı kültürlerle tanışır ve kaynaşırsa sanatında o derece başarılı olacağı düşünülür.Bu,kuşkusuz doğrudur ve insanın bakış açısını esnetmesini daha açık,farklılıkları daha kolay kabul edebilir bir insan olmasını sağlar.Sanatçıya da yakışan budur zaten.Sanatını sunduğu toplumunda aynı ölçüde,aynı gerçeklikte ve aynı esneklikte olması gerekir.
Çoğu zaman sanatçılar toplumuna aykırı olduğu gerekçesi ile suçlu durumuna düşürülür. Halbuki sanatçının toplumu tüm toplumlardır. Kendine ait her kültürünün zenginliğini eserlerinde bulundurur. İç dünyasının zenginliğine herkesi davet eder. Tabi ki özgünlüğünü ve kendi özel yaratım alanını yitirmeden.
Sanat bireyseldir fakat toplumsal sonuçları olumlu -olumsuz daima var olacaktır.Sanatçı toplumun(ların)dan izler taşımaya devam edecektir.Önemli olan nedir? Elbette ki sanatı tam anlamıyla idrak edebilecek seviyeye en kısa sürede ulaşmayı hedeflemekte.