Şeyleş(tir)me / Mazhar Günbey

Max Weber’in deyimiyle dünyanın büyüsü bozulmuş. Ş e y l e ş t i r meye dayalı yeni hayat tarzı insanoğluna uçsuz bucaksız bir muhteva dayatmaktadır. Postmodern denilen yeni yaşama modeli, yalnızlığa doğru yelken açmış bir çaresiz toplumların gemisini andırmaktadır, dünya.
Her şey yeni bir şey. Anlam serseriliğinin psikopatlaştığı andayız denilebilir, bu yenide. Geçmişe dair olanları siliyoruz, unutuyoruz yada yokmuş gibi kandırıyoruz, kendimizi. Öncesiz bir insan olarak kendimizi tanrılaştırıyoruz. Çünkü yeni yaşam zarfında bireysellik yerini (ya da bireyciliğin baskısı) bireyciliğe terk etmiştir. Her şeyi dünyevileştirip sahip olma peşinde koşmaktayız. Aile kavramı gün geçtikçe geleneksellikten çıkıp farklı bir şemaya bürünmüştür. ABD’nin kültürel soykırımı da
bireycilik ekseninde kendini dayatmaktadır, emperyalist muhteva içinde.
Ş e y l e ş t i r meyi bilinç altına koyan anlayışının kapitalist sistemin ta kendisidir. Üretmeden tüket. Tüketebildiğinden daha fazla tüket mantığı mevzu bahistir, kapitalist anlayışta. Paralarımızın sınırları dünyamızın sınırları olmuştur. Her şeydeki yeni bir şeyde para iktidardır. Zamanımızın iktidarı ve hayatımızın hükümdarıdır, para.
Evrendeki her şeyi (insan dahi) paralaştırdık. Paranın efendileri ÇUŞ’lar, bizimde efendimiz para. Kan emiciler (ÇUŞ’lar) Afrika’yı sildi süpürdü. Şimdi de sıra Ortadoğu’da. Ulus-devlet zihniyetinin modasının inşası,kapitalist anlayışının bir manipülasyonudur. Kaynağındaki mantık ‘böl-parçala-yut’tur. Hepimiz hatırlarız, ABD’nin Irak’a ‘demokrasi’! götürmesini. İşte her şeydeki yeni bir şey olarak ‘demokrasi’ aslında hiçbir şeydir. Çünkü Amerikan emperyalizmi bu kavramla (manipüle edilmiş kelimelerin iktidarı) sahasını genişleme politikasını gerçekleştirmektedir. Demokrasinin silahların şarjöründe gittiği yerde acı, yoksulluk ve ölümden başka bir şeyi getirmemektedir.
Gençler, postmodern yaşam tarzında kapitalist zihniyetinin teşvikindeki argümanlara kanarak kendi bilinç ve zihin mekanizmasını terk ederek yada taşeronlaştırarak koyunlaşmaktadır. Ş e y l e ş m e nin toplumdaki vukusu sürüleşmedir. Bu konuyla ilgili olarak ünlü düşünür F. Nietzsche’den bir alıntı yapmak istiyorum.

… Ey Zerdüşt, burası büyük bir kent: burada bulacağın bir şey yok, ama her şeyini kaybedebilirsin…
…Burası münzevilerin-düşünceleri için bir cehennemdir: burada kaynatılır büyük düşünceler canlı canlı ve pişirilir eriyinceye kadar.
Burada çürür bütün büyük duygular: ancak burada kıpırdayabilir körelmiş duygucuklar!
Ruhun mezbahalarının ve fırınlarının kokusunu almıyor musun hala? Tütmüyor mu bu kent boğazlanış ruhun dumanlarıyla?...
… Duymuyor musun ruhun nasıl da kelime oyununa dönüştüğünü burada? İğren iğrenç kelime pislği kusuyor ruh!-onlar ise bu kelime pisliğini gazeteye geçiriyorlar bir de.
(Böyle Dedi Zerdüşt, 2005:213-214)

Genel bir perspektife konulduğunda, konu- netice itibariyle her şeydeki yeni bir şey olarak hiçbir şeydir.!!