Sarıkamış Harekâtı (22 Aralık 1914 - 15 Ocak 1915)
Osmanlı  Ordusunun 1913'de Balkan savaşından yenik çıkması sonrası  Enver Paşa Başkumandan vekili olarak göreve başladıktan sonra Almanlarla  dostluğunu ilerletmişti. Hatta arkadaşları ile Almanya’ya gitmiş,  batının bu ileriye yönelik çalışmalarıyla sanayileşen ve gelişen  devletini yakından tanımıştı. 
    Balkan  Savaşı’ndan yeni çıkmış olması ve yeterli hazırlıkları  yapma imkânı ve zamanı olmadığından dolayı savaşın  ilerleyen dönemlerinde  Osmanlı Devleti, İngiliz donanmasından  kaçıp  gelen Goben ve Bereslav adındaki iki Alman gemisi   Amiral Şuson kumandasında Boğazlardan sessizce girip Karadeniz’e  açılmış, sonradan adları Yavuz ve Midilli olarak tanınan bu iki  geminin komutan ve erleri Türk askeri üniformasını giyerek, Odesa  ve Sivastopol bombalanmış Osmanlının harbe girmesi ve Ruslara karşı  savaşması sağlanmıştı.
    Bu  olaydan sonra 1 Kasım 1914 sonunda Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya  imparatorlukları yanında, Rusya, İngiltere, Fransa ve müttefiklerine  karşı harbe katılmıştı. 
    Osmanlı  Devletinin Kafkasya'da girişecekleri savaşın amacı üç  aşamalı olarak gelişecektir: Birinci aşama,  1877-78 Savaşı sonunda  Ruslara bırakılmış olan Batum, Ardahan ve  Kars'ı geri almak: ikinci  aşama,  daha önceki savaşlarda Ruslara kaptırılmış olan  Kafkas halkını ve en çok Müslümanları Rus boyunduruğundan kurtarmak.
 Enver Paşa
    Enver  Paşa'nın girişeceği ve Sarıkamış Savaşı adını taşıyacak  olan savaş hareketlerinin amacı 1878'de Ruslara bırakılmış  olan Kars, Ardahan ve Batum'u geri almaktı.Ancak  Almanya,   bunun yerine Odessa'ya bir çıkartma yapılmasını veya Osmanlı  kuvvetlerinin Galiçya'ya çıkartılıp Avusturya cephesinde savaşmasını  önermişlerdi. Enver Paşa kabul etmemişti. çünkü Ruslar er  geç Kafkasya ve İran'daki durumlarından faydalanarak Doğu Anadolu'yu  istila etmeye kalkışacaklardı.. Savaşa katılacak Osmanlı  kuvvetlerinin esasını 3. Ordu teşkil ediyordu. bu ordunun savaşa  yarar kuvveti 90.000 kadardı. Biri Irak'tan, diğeri İstanbul'dan  gönderilecek iki tümenle bu mevcudun 120.000'e çıkartılabileceği  düşünülmüştü.
      1914 sonunda Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya imparatorlukları  yanında, Rusya, İngiltere, Fransa ve müttefiklerine karşı harbe  katılmıştı. 1878’den beri Kars ve Artvin, Rusya’nın elinde  idi. Türklerle meskun bu illeri geri almak Almanların Doğu Avrupa’daki  Rus cephesindeki hareketlerini hafifletmek, bir muharebe kazanmak, Kafkasya  ve diğer Türk illerine yaklaşmak gibi gayelerle, Harbiye Nazırı  ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, bu cephede taarruza geçmeyi düşünmüştü.
    Üçüncü  kademeye gelince Hazar Denizi dolaylarında Orta Asya'da yaşayan Türklerle  temasa geçerek Pan Turancılık planını gerçekleştirmektir.
    Rus  Ordusunun ise  Kafkasya'dan Osmanlı İmparatorluğuna yönelmiş  olduğu ve Birinci Dünya Savaşı'nda da yönelteceği savaşların  amacı da üç aşamalıydı.:Birinci aşama, Doğu Anadolu'yu istila  ederek Güneyde İskenderun'dan Akdeniz'e inmek: İkinci aşama, Karadeniz'de  Trabzon'u aldıktan sonra İstanbul'a kadar uzanmak : Üçüncü aşamaya  gelince, Doğu Anadolu yönünden ve Dicle-Fırat havzasından Basra  Körfezi'ne çıkmaktı  
    Dünya  Savaşı'nın başlarında Rusların Kafkasya'da önemli kuvvetleri  yoktu. Ruslar da Almanlar gibi savaşın kısa süreceğine ve sonucun  Avrupa'da alınacağına inanmakta idiler.. 
    Ekim  ayı sonunda Savaş başladığı anda Rus’ların Kafkasya mıntıkasında  toplam 160.000. kişilik birlikleri vardı. Ayrıca Ermenilerden 4.000  ve Gürcülerden 2.000 kişilik yardımcı kuvvetler vardı. Rus Kafkas  ordusu ayrıca Türkistan birliklerinden takviye edilmek imkanına sahipti.  Nitekim Sarıkamış harbinde bu takviyeler yetiştirilmiştir.
    Osmanlı  Başkomutanlığı kesin bir savaş planı düzenlememişti.  Ancak savaş hareketleri planında, Kafkas cephesinde Osmanlı  ordusunun Rus kuvvetlerini oyalamakla yetineceği belirtilmişti. Bu  görev de 3. Orduya verilmişti. 3. Ordu, 8,9 ve 10. kolordularla nizamiye  ve yedek süvari tümenleri ve sınır birlikleri ile kale birliklerini  kapsamakta idi.
    Bütün  bu kuruluş ve birlikler, savaş başlayacağı sırada sayı  bakımından Doğuyu korumakla görevli 3. Ordunun bütün sahasında  mevcut Jandarma kuvvetleriyle geri hizmetliler ve gayri muharip teşkilat  dahil 120 bin insan vardı. 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, Kurmay  Başkanı da Gazi Bey'di. Ordugahı da Erzurum'daydı.
    Görünürde  Osmanlı kuvvetleri Rus kuvvetlerine üstündü. Fakat bu üstünlük  ancak sayı ve moral bakımdandı. Kaldıki 120.000 olarak gösterilen  askerden eğitim görmüş ve savaşacak durumda olanlar bu miktarın  yarısı kadardı. Üstelik de ordu yiyecek-giyecek ve taşıt araçlarından  yoksundu. Doğu Anadolu'  da Kar yüksek dağlara düşmüş, derece  sıfırın altına inmişti.
    Dönemin  Genelkurmay Başkanı Enver Paşa silah arkadaşlarının itirazlarına  rağmen yaklaşan kara kışı hesaba katmadan Ruslarla savaşmak  için Kafkas Cephesi'ne 100 binden fazla asker gönderme kararı  almıştı. Askerler gönderildikten hemen sonra kış bastırdı.  Üniformaları hava şartlarına uygun olmayan askerler daha savaş  başlamadan Sarıkamış'ta şehit düşüyordu
    1  Kasım'da, Rus birlikleri sınır boylarında Osmanlı karakollarına  saldırmaya başladılar. 2 Kasım'da General Bergman komutasında önemli  Rus birlikleri Karaurgan, Oltu, Kağızman'dan hareket ederek sınırı  aştılar. Zivin, Doğu Beyazıt ve Diyadin'i ele geçirdiler. Ruslar,  4 Kasım 1914’te Köprüköy önlerine gelmiş bulunuyorlardı. Karaköse  Murat suyu cephesinde de aynı surette ilerlediler.
    5  Kasım'da Hasan İzzet Paşa'ya Genel Karargah'tan Köprü Köy  dolaylarına gelmiş olan Rus kuvvetleri üzerine saldırıya geçmesi  emri verildi. Bu emir verildiği sırada Doğu Anadolu’da kışın  en şiddetli, sert günleri başlamıştı. Nitekim Rus ordusu da taarruz  emri alasına rağmen harekete geçemiyordu. 6 Kasım'da Rus ve Osmanlı  kuvvetleri arasında temas hasıl oldu.
    Ertesi  günü  yani 7 kasımda savaş başladı. Rusların 22 taburuna  karşılık Osmanlıların 26 taburu vardı. Ne var ki, Osmanlı birlikleri  arasında bağlantı sağlanamadı.. 8 Kasım'a kadar devam eden muharebede  iki taraf da kesin bir sonuç sağlayamadı. 
    Böylece  3. Ordumuz ve XI. Kolordu, süvari birlikleri 6-9 Kasım Köprüköy  muharebesiyle Ruslar’ın taarruzunu kırmış ama 18. Piyade Alayı  ve 30. Piyade Alayının gerilemesi yüzünden alan kaybetmiştir.
    Enver  Paşa  Birinci Köprü Muharebesi'nin yarattığı olumsuz havayı dağıtmak  için de düşmanın kendisini toparlamasına meydan vermemek amacıyla  Hasan İzzet Paşa'ya, bütün kuvvetleriyle düşmana saldırmasını  ve bir kolordu kadar tahmin edilen kuvvetinin yok edilmesini emretti. 
    Hasan  İzzet Paşa böyle bir saldırı için hazırlıklı olmamakla  beraber verilen emre uyarak, 10 Kasım'da düşmanın Köprü Köy  dolaylarındaki 11-12 Kasım'da IX. Kolordu, Ahmet Fevzi Paşanın komutasında,  ve XI. Kolordu solunda olmak üzere süvari birliğinin öncülüğünde  ilerlemeye başlamıştır. 
    3.  Piyade Alayı, Köprüköy'ü ele geçirmeyi başarmıştır. Osmanlıların  iki kolordusu karşısında kuvvetlerinin yüzde kırkını kaybedince  geri çekilmeye başladılar.
      Çekilme Azap bölgesindeki eski mevkilerine kadar devam etti. 17 Kasım'da  Osmanlıların bu mevkileri de ele geçirmek için yaptıkları  saldırılar başarıya ulaşamayınca Hasan İzzet Paşa, savaş  hareketlerini durdurmak zorunda kaldı.
    3.  Ordu'nun Rus kuvvetlerini yok etmekteki başarısızlığı  Enver  Paşa’yı ve Alman İmparatoru ile Genelkurmayı da her  halde hayal kırıklığına uğramıştı.
      Fakat Rus Kuvvetleri, 7-12 Kasımda Köprüköy ve 17-20 Kasımda cereyan  eden Azap muharebelerini kaybederek geri çekilmek zorunda kalmıştır 
    Ancak  Başkumandan Vekili Enver Bey "Kolordu hiç durmadan dağı  aşıp Sarıkamış'a gelsin!” acele ve kesin emri ile Allahuekber  Dağları'nın karlı, tipili, şiddetli soğuklarında binlerce Türk  askeri kırılmasına sebep olmuştu. Geriye kalanların pek azı  dağı aşmıştı.. Öte yandan buna rağmen IX. Kolordunun iki tümeni  Oltu, Bardız üzerinden ilerlemiş ve Eski Sarıkamış'ın  kuzeyini, Turnagöl sırtlarını işgal etmeyi başarmıştı.
    Neticede  Savaşın galibi General Yudenic, Rus Kafkasya Ordu komutanı ilan edilmiş  ve 1915 yılın yaz aylarında Anadolu'ya taaruza geçmiş ve. Rus ordu  birlikleri Erzincan'a kadar ilerlemişti.
    6  Aralık'ta Enver Paşa Bronzard Paşa ile Yavuz Zırhlısına binerek  Erzurum'a gitmek üzere Trabzon yolunu tutmuştu. 8 Aralık'ta Trabzon'da  karaya ayak basmış, oradan da Erzurum'a geçerek 13 Aralık'ta 3.  Kolordu karargahının bulunduğu Köprü Köy'e ulaşılmıştı. 
    9  Aralık 1914'de IX. Kolordu harekâta geçtiğinde müthiş bir  kar fırtınasına tutulmuş, Oltu'dan Bardız'a kadar kar, tipi, soğuğun  -20 dereceye kadar düştüğü yollardan yürüyerek  Bardız  bucağına varmıştı.Ancak burada çok feci bir durum olmuş  iki birlik yanlışlıkla vurmuştu.19 Aralık 1914 tarihine kadar beş  gün bir tepeye hakîm olarak Türk ordusuna ağır kayıplar verdiren  Ruslar, sonunda Eski Sarıkamış köyünü işgal ederler. Neticede  bitkin ve yorgun 800 askerin çoğunun şehit düştüğünü bildirirler 
    3.  Ordu'nun komutasını doğrudan üzerine alan Enver Paşa, kış  ortasında, 1,5 metre kar altında, -25 derecede ve 2-3 bin metre yükseklikte,  arazinin dağlık ve ancak patika yollarından yararlanılabildiği  bir yerde, Liman von Sanders'in de karşı koymasına rağmen 19 Aralık  1914 tarihinde orduya saldırı emrini verdi. 90.000 kişilik mükemmel  disiplinli bir ordu "Sarıkamış Saldısı"na başladı.
    XI.  Kolordu ve süvari tümeni Aras'ın güney ve kuzeyinde bulunan ve yaklaşık  olarak bir kolordu ile bir süvari taburundan ibaret olan Rus kuvvetlerini  gösteri saldırılarla oyalayarak yerinde mıhlayacak, bu esnada IX.  ve X. Kolordularla da Bardız ve Oltu üzerinden düşmanın sağ  kanadını çevirerek Araş vadisine atıp, Sarıkamış ve  Oltu hattından uzaklaştıracaktı. 
    22  Aralık'ta çevirme saldırısı, plan gereğince başladı. IX. Kolordu  Bardız; X. Kolordu Oltu yönünde ilerledi. Zayıf Rus kuvvetlerine  karşı başarılar kazanıldı. Bu arada bir Rus saldırısı  da püskürtüldükten sonra Osmanlı kuvvetleri Oltu ile Bardız'a  girdiler. Bir yandan da Ardahan ve Kars üzerine yürüdüler. Ne var  ki bu başarılar, sonra gölgelenmeye başladı. 
    24  Aralık'ta verdiği taarruz emrinde, ordu karargahının 25 Aralık  öğleden sonra Sarıkamış'a nakledileceğini bile söylemişti.
    9.Kolordu,Albay  Arif bey komutasındaki 29.Tümen'in öncülüğünde 25 Aralık sabahı  saat yedide Sarıkamış'a gitmek üzere Bardız'dan hareket etti.Birlikler  daha sertleşmemiş,diz boyunu aşan karlarla mücadele ederek yürüdüler..Hava  iyice soğuduğu için yorgun askerler arasında donanların sayısı  artmaya başlamıştı.
    Dinlenmeye  fırsat bulamadan dört günden beri sarp dağlarda ilerleyen 25. bin  kişilik 9. Kolordu hem çok fazla kayıp vermiş hem de kuvvetlerini  henüz Sarıkamış etrafında toplayamamıştı. 
    Enver  Paşa 25 Aralık'ta IX. Kolordu'nun bir tümeni ile Bardız'dan yoluna  devam ederek, Sarıkamış'a 6 kilometre yaklaştı. Bir Rus birliği  yolunu kapamaktaydı.  Ruslar X. Osmanlı Kolordusu'nun Allahüekber  Dağı'ndan ilerlemekte olduğunu, XI. Kolordu'nun da kendilerine karşı  saldırıya geçtiğini öğrenmişler ve kötümserliğe kapılmışlardı. 
    26  Aralıkta 10. Kolordu,Sarıkamış'a ulaşmak için Allahuekber dağlarını  geçmekle meşguldü.Yaklaşık 20 bin kişiyle başlayan bu tırmanış  19 saat sürdü ve maalesef büyük bir faciayla noktalandı.17  bin Türk askeri şehid olmuştu.Azim ve cesaretle Sarıkamış'a yürüyen  kahraman Türk evlatları,Allahuekber dağlarının donduruvu soğuğuna  ve boğucu tipisine dayanamayarak şehid olmuşlardı.. Dağın güney  yamaçlarına yalnızca 3 bin 200 kişi ulaşabildi.Bu askerlerin büyük  çoğunluğunun elleri ve ayakları donmuştu ve %20'si savaşamayacak  durumdaydı.
    Büyük  zayiat vermelerine rağmen 10. Kolordu'dan arta kalan birlikler,yılmadan  ilerlemeye devam ettiler ve 27 Aralık'ta,Rus ordusunun can damarı  durumundaki Kars-Sarıkamış demiryolunu tahrip etmeye muvaffak oldular.
      Demiryolunun tahrip edilmesi Ruslardaki panik ve korkuyu bir kat daha  arttırdı.Savaşın başından beri büyük bir ümitsizlik içinde  bulunan Mişhlayevski,Türk ordusunun savaşı kazanacağına, Rus ordusunun  bir şansı kalmadığını düşünerek,cepheyi terkedip Tiflis'e kaçtı..Mişhlayevski'nin  cepheden getirdiği kötü haberler Kafkasya'da büyük bir panik ve  kargaşaya yol açtı.
    Öncü  kuvvetler bir ara Sarıkamış'a girmeyi bie başardılar ve başlattıkları  süngü savaşıyla Ruslar'a önemli kayıplarr verdirdiler.Hatta Ruslar'ın  Kazak Alayı Komutanı Albay Kravçenko da öllenler arasındaydı.Fakat  düşmanın uzun menzilli sahra topları,ormanlar içine mevzilenmiş  olan Türk birliklerini yerlerinden kıpırdayamaz hale getirdiği için  öncü kuvvetler,Sarıkamış sokaklarında birkaç yüz şehid ve yaralı  bırakarak geri çekilmek zorunda kaldılar.
    28  Aralık günü Sarıkamış'ı kuşatan iki Türk kolordusunun  toplam mevcudu aç ve perişan halde bulunan beşbin kişiden ibaretti.Buna  karşılık Sarıkamış'taki Rus kuvvetleri 15 bin kişiye ulaşmıştı.  Ruslar'ın 34 topu ve birçok makineli tüfeği olmasına rağmen,Türk  taarruzu devam etti.
    Yiyecek  ve ısınma için hiç bir hazırlık yapılmamış olan bu saldırıda  Türk askerinin 60.000'den çoğu  soğuktan donarak öldü  28-29 Aralık'ta da Sarıkamış kuşatıldı. Fakat ordunun 2/3'ü  soğuktan donarak öldüğü için kuşatma başarısız oldu.Ancak.Türk  askerleri,en ümitsiz anlarda bile en ufak bir yılgınlık ve bozgun  emaresi bile göstermeden kahramanca savaşmışlardı.
    1  Ocak 1915'te, planın başarısızlığını gören Enver Paşa  yine de saldırıyı devam ettirdi. 2 Ocak günü ise cepheden  ayrıldı. Rus ordusunun ileri harekatı ile Ardahan ve Oltu yeniden  Rusların eline geçti. Türk askeri çekilirken yine soğuk,açlık  ve hastalıktan büyük kayıplar verdi. 90.000 kişilik ordudan 12.000  kişi geriye dönebildi, geriye dönenler de hastalıklı idi.
    Hafız  Hakkı Paşa,4 Ocak'ta geri çekilme emri verdi.Bu sırada Rus  birliklerinin tarruzu başladı.9. Kolordu karagahı düşmana  esir düştü.9. ve 10. Kolordu birliklerinden arta kalan askerler dağ  yollarını takip ederek Bardız'ın doğusundaki Çemik köyü  üzerinden Erzurum' çekildiler.Böylece büyük ideallerle başlayan  Sarıkamış Harekatı'nda son perde en acı mağlubiyetle kapandı.
    3.Ordu,Sarıkamış  Harekatı'nda çok ağır kayıplara uğramıştı.En çok kaybı  9. ve 10. Kolordular vermişti.Cepheden taarruz eden 11. Koloedunun  zayiatı diğerlerine nispeten azdı.
    Bu  başarısızlık karşısında Enver Paşa, 10 Ocak 1915’te 3’üncü  Ordu komutanlığını Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa’ya  devrederek İstanbul’a dönmüştür. Savaştan sonra İstanbul'a dönen  Enver Paşa uzun bir süre Sarıkamış Savaşı hakkında herhangi  bir haber, bildiri, veya yayın yapılmasını engellemiş ve Osmanlı  halkı savaşta olup bitenleri uzun yıllardan sonra öğrenebilmiştir.
    Sonuç  olarak , 1 Kasım 1914'de başlayan Rus harekâtı Köprüköy'de 14  Kasım 1914'de Türk ordusunun azimli karşı duruşu ile kırılmıştı,  ancak bundan sonraki hareket aceleye getirilmiş, üç kolordudan teşekkül  eden Üçüncü Ordunun Doğu cephesinde tahkim edilmemiş arazideki  dağılışı ve kumanda zincirindeki irtibatsızlık, teçhizat bakımından  zayıf olması beklenen zafere ulaşmayı engellemiştir. Taarruza iştirak  eden birliklerin büyük bir kısmı, özellikle Arabistan’dan geri  çekilen ve Güneydoğu Anadolu’dan sevk edilenler, sıcak iklime  alışık olup, teçhizatları yönünden kış şartlarına hazırlıksız  yakalanmıştı. 
    Üçüncü  Ordunun üç kolordusu (9, 10, 11. Kolordular), 24 Aralık 1914 günü  -39 derece soğukta Büyük Sarıkamış Çevirme ve Kuşatma Harekâtına  başlamış ve  Allahü Ekber Dağlarını aşarken çetin zorluklar  ve kış şartları sebebiyle gerek miktar, gerekse mevcut silahları  yönünden çok zayiat ve kayıp vermişlerdir. 
    Kış,  3-4 Ocak 1915 gecesi daha da şiddetlenmiş, Fırtına ile yağan kar,  yolları tıkayıp, çadırları yıkmış ve arkasından  da dondurucu soğuklar bastırınca, 150 000 kişilik ordunun 90 000’i  donma, dizanteri ve tifo gibi hastalıklarla mahvolmuştu. Bu harekâtta  Ruslar ise, 30. 000 kayıp vermişti 
    Ordunun  kış şartlarına hazır olmaması ve olumsuz iklim şartları  sebebiyle ikmal ve iaşe hizmetlerinin yapılmayışı, kıtalarda açlığa,  hayvanların telef olmasına, dolayısıyla birliklerin dağılmasına  sebep olmuş ve Enver Paşanın verdiği gece taarruzu emiri ise kayıpları  daha da arttırmıştır.. 
    Sarıkamış  Savaşı, Balkan Savaşlarından ayrı bir ruh ile yönetilmiş  ve yapılmıştır. Gençleştirilmiş olan komutanlar ve subaylar,  yüksek bir disiplin ve vatanseverlik duygusu ile savaşmışlardı.  Erlerde, birçok olumsuz olay dışında, bin bir güçlük ve yoksulluğa  rağmen, ulusal bir savaş yaptıklarının bilinci ile görevlerini  yerine getirmişlerdir. 
    Sarıkamış,  Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk  Ordusu, ağır şartlar altında yapılan bir muharebede kahramanca  savaşmıştır. Türk Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin  arazi ve şiddetli kış şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal  yetersizliğine rağmen. muharebenin sonuna kadar direnmiş, vatanını  korumak ve başarıya ulaşmak için sonsuz gayret göstermiştir. Sarıkamış  Harekâtı, Türk milletinin vatanı ve kutsal varlıkları uğruna  neler yapabileceğinin önemli bir delilidir.
    Nihayet  5 Ağustos 1922’de bir Kurban Bayramı günü Türkistan'da Çiğen  Tepesine 45–50 kişilik bir kuvvetle hücum eden Enver Paşa da, Pamir  eteklerinde Dereryi Hâkiyan mevkiinde Kızılordu askerleri tarafından  şehit edildilmiştir
    Türk  Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli  kış şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal yetersizliğidir.  Çok ağır şartlar altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin  sonuna kadar direnmiş, vatanını korumak ve başarıya ulaşmak için  sonsuz gayret göstermiştir. Sarıkamış Harekâtı, Türk milletinin  vatanı ve kutsal varlıkları uğruna neler yapabileceğinin bir delilidir.
Sarıkamış AnıtıYard.Doç.Dr.Ergünöz Akçora