Telepinu'nun Terkettiği Kent: Hasankeyf / Ceyda Taşdelen

“Telepinu gitti; yanına olgunlaşmış tohumlarımızı, bereketli rüzgârlarımızı, tüm verimli ürünlerimizi de kattı ve gitti…”*Fotoğraflar için tıklayın.Telepinu bunu ilk defa yapmıyordu ve belki bu da sonuncu olmayacaktı; ama işte yine kızmış ve çekip gitmişti. Ondandı Dicle’nin kahkahalarla güler gibi sularını taşırması kentin üzerine. Yine kimler sadakatsizlik etti, kimler kızdırdı Bereket Tanrısı’nı diye, ironik bir kahkaha yükseliyordu Hasankeyf...

Sosyolog ve Müzisyen: İlke Ulaş Kuvanç / Söyleşi: Gülşah Akbulut

İlke Ulaş Kuvanç 'LA MUSIQUE SANS FILM - FİLMSİZ MÜZİKLER' adlı albümünün ardından müzik çalışmalarına devam ediyor. Popüler ve kolay bir yolda ilerlemeyen Kuvanç ile müzik yaşamı ve şu anki çalışmalarına dair bir söyleşi yaptık. Bir göz atmak isteyenler için…Eğitiminiz sosyoloji üzerine.  Müziğe başlamanız nasıl oldu? Ailemdeki müzisyenler sayesinde, müziği alaylı olarak öğrendim diyebilirim. Ama yine de müzisyenliğe ilk adım attığım yılların...

İstanbul'da Saklı Anadolu / Ebru Çolak

Fotoğraflar için tıklayınızFatih Kadınlar Pazarı, Fatih itfaiyesinin yanındaki tarihi bozdoğan Kemeri’nin yakınında Fatih semtiyle simgeleşmiş bir mekân. Doğuya özgü yöresel yemekleri ve tarihi dokusuyla müşterilerine bir Doğu Anadolu atmosferi sunan Pazar, farklı lezzetleri tatmak ve farklı ortamda bulunmak isteyen her kesimden insanı kendisine çekiyor.  Pazar, İstanbul’un ortasına kurulmuş doğu Anadolu’dan bir şehri andırıyor. Esnafın çoğunu...

Seyyah / Ümit Manay

Bir seyyah tanıdım,Altı yerinde bilinmemiş kıtalarBu ninni, bu uykuEsir gözkapakları bir “yum” demeyeDudaklarında defnenin yakamozuTeninde kor ateş volkanik dağlar misali.Kurdun… Bir kurşun asker gibi kurup bıraktın beni.Sol – sağ, sol – sağ…Durdum.Öyle büyük laflar etmeyeceğim,Sev ulan yeter beni…Arabesk gibi sev, Orhan gibi, Bergen gibi..“Aşk” derken titresin sesim.Tıpkı “anneciğim” der gibi…Bak İzmir tutuştu her şeyiyle…Çingene ruhum isyanını...

Soğuk ve karanlık / A. Ömer Türkeş

“Namlunun ucundan, filmlerdeki gibi bir ateş çıktı mı bilmiyorum; çünkü uzaklardaki geçit vermez dağların ardından yükselmekte olan güneşin doğaya bin bir can katan o pırıl pırıl ışıkları, hain gecenin karanlık hükmünün bittiği şu saatlerdeki alacakaranlıkla iç içe geçmişti. Ancak işini bilen bir usta katil böylesine incelikli yollayabilirdi bu kurşunları. Ne de olsa son yirmi yılın en azılı katiliydi o. Cesedim kurda kuşa yem olacak, kanlar içinde...

Planlar ve Sapmalar / Çağatay Varyozdöken

Hayatın hep bizim isteklerimiz doğrultusunda akıp gitmesini isteriz. İsteklerimizi ve planlarımızı gerçekleştirebilmek için de çabalarız. İsteklerimiz gerçekleştiği ölçüde hayat bizim için daha yaşanabilirdir. Düşündüğünüz zaman göreceksiniz ki; bizim ya da sevdiklerimizin istediği şeylerin gerçekleştiği anlar en mutlu zamanlarımızdır. Ya kendiliğinden olur bu mutluluklar ya da bir uğraş sonucu. Kendiliğinden olduğunda mutluluğu doyasıya yaşarsınız....

Taksim mi Beylikdüzü mü? / Efsun Güztoklusu

- 5 ve 10 yaş arası çocukların okul zoruyla getirildikleri ancak oraya buraya koşturup ‘ööööritmenim bu bana vurdu ‘deyip stant devirdikleri, Penguen standı ile Leman standının amansızca rekabet ettikleri fuar işte bu fuar… - Madem insanlar ucuza kitap alacaklar o zaman neden toplama kampı eziyeti çekmesinler mantığı ile hareket edip, sıkı bir araştırma sonucunda İstanbul’un en ücra ulaşımı en zor yerine kurulan fuarıdır… Yukarıda...

Leblebi / Deniz Başıbüyük

Gizli Bir Kahramanın Öyküsü: LeblebiLeblebi, Anadolu’nun asil çocukları olan Hititlerin, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın ve İpek Yolu’nun geçtiği topraklarda, ihtişamını ambalajına, fiyatına yüklemeden, özüne yüklemiş bir kuruyemiştir. İç zenginliğini sade ve abartısız bir şekilde, birilerine sunmaya çalışmadan yansıtır leblebi. Ona alışan ve her yerde onu arayanların sayısı onu pazarlayanlardan azdır. Bu kitaba konu olan gizli kahramanı, en iyi anlatan...

Kusmak ve Arınmak Üzerine; Beyaz Koma / Ümit Manay

Hepimizin bildiği ortak kelimeler var aslında, Hepimizi uyuşturmak için güzel haplar var. Her zaman bir şeylerden tiksiniyoruz ve midemiz bulanıyor, bunun sonucunda kusacak yerler arıyoruz. Tutamadığımız şeyleri ise olduğumuz yere boşaltıp bırakıyoruz. Bazen bir kâğıt bazen küçük bir tuval bazense mikrofonu kapıp var gücünle çığlık atıp bağırmak dünyaya…Sinekleri sevmiyoruz, çünkü onlarda mide bulandırıyor, mesela faşist sinekler ve militarist sinekler....

Sessiz Protesto... / Semih Büyü

Kısa bir an sessizlik oldu. Bakıştık. “Hiç mi?” diye sordu gereksizce. “Hiç” dedim. Gülümsedi. Ben de gülümsemeye çalıştım ama ağzım kaydı sanırım, beceremedim. Aynı sahneyi birkaç gün önce de yaşamıştık. “Dışarıda kahvaltı edebileceğimiz iyi bir yer var mı bildiğin?” diye sormuştu. “Hiç dışarıda kahvaltı etmedim” deyince şaşırmıştı. Bugünkü konuşmamızın konusuysa meşhur kahve zinciri Starbucks! Muhabbet esnasında söz dönüp dolaşıp ona geldi, bir...

La Musique Sans Film / Gülşah Akbulut

İlke Ulaş Kuvanç profesyonel müzik hayatına 1996 yılında “Anorexia” adındaki, Ankaralı bir rock ve metal grubunda başladı. Daha sonra 2000 yılında yine Ankaralı olan “Ominous grief” adlı melodik metal grubunda gitar çalarak devam etti. Halen Cem Adrian’ın, kayıt aşamalarında ve canlı performanslarda gitaristliğini yapmaktadır. Besteci, gitarist İlke Ulaş Kuvanç ilk kişisel albümünü 'La Musique Sans Film - Filmsiz Müzikler' adıyla dinleyicilere...

İspanya'nin Dünya'ya Üflediği Soluk / Abidin Parıltı

Lorca, İspanya'da, Granada eyaletinde, 5 Haziran 1898'de doğdu ve ölene kadar da o kentin, coğrafyanın kokusunu, etkisini hissetti, şiirlerinde, oyunlarında onu yazdı.Lorca, İspanya'da, Granada eyaletinde, 5 Haziran 1898'de doğdu ve ölene kadar da o kentin, coğrafyanın kokusunu, etkisini hissetti, şiirlerinde, oyunlarında onu yazdı. Kırsal bir ortamda büyümesi, doğayı içselleştirmesi ve her defasında toplumunun folkloruna dönmesi sanatına önemli...

Şâir Ne Anlatır (Ismet Özel'le Karşılaşma) / Orçun Üçer

 Birkaç gün önce, Beyazıt'taki kitap fuarında İsmet Özel'i gördüm. Tek başına oturuyordu koca şâir. Gidemedim yanına. Yalnızlığı korkutucuydu...     Küçük, tek kişilik, yuvarlak masada, plâstik sandalyeye oturmuştu. Önünde, iki şiir kitabının toplandığı tek basımlık kitap, etrâfında da birkaç kadın ve erkek. Kimse konuşmuyordu. Şâir’e bakıp bakıp, yanındaki arkadaşına mahcup gülücükler atıyorlardı. Neydi onları çekindiren?...

Gün be Gün Unuttuğumuz Dualar!

Dilin insanı kendine büyü gibi çeken o sınırlı, hapishanemsi evreninde kendini gerçekleştirmeyi başarmış, dil içinden kendi diliyle çıkabilmiş bir yazar ister istemez zamanı içinde öncüdür de biraz. Kişisel başarısı, kişisel savaşımı başlı başına bir kutlamaysa da bizi sadece öncülüğü ilgilendirir, ne de olsa kendini ancak kopyalama yoluyla çoğaltan dilin sınırlarına doğru atılmış her adım toplum için müjdedir. Bir meyveyi yerken nasıl ki ait olduğu...

Greenpeace 40 Yaşında

Ta en başından beri, Greenpeace gezegenimiz için varoldu. Bu öyle bir gezegen ki, insanoğluna sonsuz kaynaklar sunabildi her zaman... Sonu gelmez sanıp da tüketmeye başladığımızda, alarm seslerini duymaya başladık. Değişikliğe, yenilenmeye ve gerçek çözümlere ihtiyaç olduğu apaçık ortada...Greenpeace'in kurucuları, Jim Bohlen, Paul Cote, Irving Stowe; 1971Greenpeace, çevresel sorunlara odaklanmış ve sorunların nedenlerini kökten çözümlemeyi amaçlamış,...