Demokrasi - Esra Savga

Demokrasi, tüm sorunlarımızı çözeceğini sandığımız ve belki de tüm sorunlarımızın çözümünün yattığı sihirli sözcük. Günlük hayatta çok duyup kullandığımız demokrasi hakkında ne biliyoruz, neleri doğru olarak biliyoruz? Demokrasi uzun yıllar boyunca tartışılan hatta tam anlamıyla tanımlanmayan bir kavramdır. Demokrasinin ne olduğu hakkında birçok farkllı tanım ortaya atılmıştır. Ancak; Barry Holden’in tanımından yola çıkarak demokrasiyi tanımlamak gerekirse; "Demokrasi kamu siyasetine ilişkin önemli sorunlar hakkındaki temel belirleyici kararları bütün halkın pozitif veya negatif olarak aldığı ve almaya yetkili olduğu siyasal bir sistemdir."
  Demokrasi kavramı ilk defa Yunanlılar'da ortaya çıkmıştır. Aslında Yunan siyasi düşüncesine demokratik niteliğini veren husus Atina demokrasisinin uygulaması olmuştur.Atina vatandaşları siyasi partiler şeklinde örgütlenmemişler; buınun yerine “Oligarklar" ve “Demokratlar” olarak iki gruba ayrılmışlar. “Eklesia” adında şehir meclisinde toplanır her ayın ilk toplantısında yasa teklifleri verilirdi. Yunan döneminden sonra ortaçağ boyunca demokrasi etkinliğini yitirdi. Ancak ondan sonra özellikle yeniçağ ve aydınlanma çağı döneminde demokrasi kavramının tekrar ortaya çıktığını görüyoruz. Özellikle Fransız Devrimi, eşitlik, adalet ve özgürlük gibi kavramlarla demokrasinin adeta dönüm noktası olmuştur. Bu dönemden sonra demokrasi gittikçe etkinliğini arttırarak günümüze kadar gelmiştir. Şu an bizim ülkemiz de dahil birçok ülkede demokratik bir yönetim şekli görülmektedir.
  Demokrasinin en önemli gereklerinden biri de siyasi partilerin kurulmasıdır. Ülkemiz de daha önceki başarısız denemelerden sonra 1940’lı yıllarda Demokrat Parti'nin kurulmasıyla çok partili hayata geçti. Şu an dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de birçok farklı görüşü temsil eden siyasi parti bulunmaktadır. Bunlar demokrasinin vazgeçilmezleri olup ülkede düşünce renkliliğinin oluşmasında etkin bir role sahiptirler. Halk da kendi görüşüne hitap eden siyasi partiyi seçim mekanizmasıyla iktidara getirir. Bu şekilde en fazla sayıda kişinin en büyük mutluluğu sağlanmış olmaktadır. A.D. Lindsay demokrasiyi ayakkabıya benzeterek; "Nasıl ki ayakkabının ayağını nereden sıktığını ancak onu giyen biliyorsa aynı şekilde hükumet politikalarının etkisini de ancak halk bilir." Lindsay bu sözüyle demokraside seçimlerin vazgeçilmez olduğunu vurgulamıştır. Demokrasi yalnızca siyasi partilerle sağlanmaz. Demokratik bir ülkede siyasi partilerin yanı sıra eşitlik, özgürlük, adalet gibi kavramların da tam anlamıyla oturması lazımdır. Eşitliğin sağlanabilmesi için aynı statüdeki kişilere aynı muamelenin yapılması gereklidir. Özgürlüğün sağlanabilmesi için de kişilerin düşüncelerini ifade edebilmeleri ve başkalarının haklarını ihlal etmedikleri sürece istedikleri yaşam tarzını sürdürebilmeleridir. Adalet ise bir toplumda hukukun sağlanmasıdır. Demokraside bu ilkeler vazgeçilmez olup demokrasinin tam anlamıyla sağlanması için yerine getirilmeleri zorunludur. Halkın hepsinin olmasa da çoğunluğunun isteklerinin tam anlamıyla yerine getirilmesi demokrasiyle sağlanır; ancak günümüzde İsviçre’nin bazı kantonları dışında demokrasi hiçbir ülkede gerçek anlamda uygulanmamaktadır. Çünkü ülkelerin nüfuslarının artmasıyla her kararın alınmasında halka başvurulamamaktadır. Demokrasi vazgeçilmez bir yönetim şekli olup ülkemizde de gün geçtikçe tam anlamıyla sağlanabileceğine inanıyorum.

Esra Savga