Işıltılarımızı Kaybetmemek - Ebru Doman

“Merhaba” diyerek başlamak istedim bu sefer.Çünkü içimizde biriken defterden hesabımızı keserken önce kendimize“merhaba” diyelim.Varoluşumuzdan bugüne kadar kendi kendimize olan veresiye karalamalarını temizleyelim.içimiz ferah ferah gülümseyelim.(buna benimde çok ihtiyacım var) İçimizdeki bütün aşk cellatlarını ve vicdan çatırtılarını susturalım.
Bunuda önce insan kendini tanımakla ve gerçekleriyle yüzleşmesiyle olur. Bizde tanıdığımız gerçeklerin gücüyle kişisel Değişimimizi sağlayalım.Bu değişimi de büyümenin hizmetinde kullanmanın mümkün olduğunu göstermeyi istiyorum.Şunu asla unutmayalım ki yer yüzünde hepimiz bir birey olarak özel yaratıklarız.Özel olmak bir kimsenin insan biyolojisinde olağan yasalarının üstünde özellik göstermesidir. Ve insanoğlunun Özel olduğuna inanmak içten içe bir güvenlik duygusu sağlarken, ölümü yadsımaya ilişkin diğer önemli mekanizması insanın içindeki o yaratıcıya kutsal inançtan gelmektedir. Ne güzel değil mi! O kutsal inanç. İnsanın kendi kendine sorduğu tüm masum soruların cevabı. Beklenmedik güçlü bir duygu bu.
Annemizin bize pekiştirdiği güvenin yanı sıra kendi kültürel özbenliğimiz bütün bu kabaran listeyi tek seferde silecektir.İşte bunun için kendimizi biraz tanıyalım diyorum. Aslında bunu ben yaptığımda iki kişiyle yaşadığımın farkına vardım. İkisine de güçlü kız elbisesiyle dolaştırıyorum ortalıklar da. Adım gibi iki hece düşüncelerim. Aklımın kuruntularında kayboluyorum kendimi tanırken ama bunu asla başaramayacağımı biliyorum. Çünkü insan kendini bir noktaya kadar tanır.Sonra ne kadar uğraşırsa uğraşsın bir noktaya gelip tıkanır. Ve karşılıksız bir gevezeliğe kapılır.Konuşmaya başlar kendiyle.Tekrar hesap defterini kabartır.Bu yüzden ışıltılarımızı kaybetmemek için çokta çalkalanmamıza gerek yok.
Şimdi herkese içindeki çocukla mızıkçılık yapmadan yaşamasını diliyorum…
Ebru Çiçeği