Sivil İtaatsizlik / Mazhar Günbey

Tarihe ayna tutulduğunda önemli bir siyasi duruş olan sivil itaatsizlik; pasif direnişiyle şiddeti bertaraf ederek etkili bir sonuç gerçekleştirmektedir. Bazen bir sömürüyü (ulus) bazen da bir kişisel haksızlığın önüne geçmek üzere gerçekleştirilen bir eylemdir, sivil itaatsizlik. Söylenebilir ki bir çaresizliğin içindeki son çare olarak ; var-olan sistemi ve kurumları boykot veya grevle durumu alenileştirmektir.
Sivil itaatsizlik genel olarak düşünüldüğünde; düşünce özgürlüğünü, düşünceyi ifade etme ve düşünceyi örgütleme özgürlüğünü iliklerinde taşır. Eylemsel yönü şiddetten uzak durma; pasif bir direnmeyle hareket etmedir. Bireyin yada toplumun bir haksızlık karşısında tüm yasal yolları denendikten sonra başvurulan bir siyasi ifade biçimidir, sizil itaatsizlik. Genel olarak; oturma eylemi, genel greve çağrı , imza toplama, boykot ve ölüm orucu gibi-çoğaltılabilir.
Sivil itaatsizlik unsurları olarak:
-Yasa dışı ama meşru bir eylemdir. Bireyin yada toplumun tüm yasal yolları denendikten sonra başvurulan ‘yasadışı’ bir eylemdir.
-Kamuya açık, aleni bir eylemdir. Vicdanlarda yatan bir adalet bir hakkaniyet duygusuna çağrı niteliğinde olduğunda kamuya açık olmalıdır, sivil itaatsizlik.
-Önemli bir diğer özeliği ise şiddeti dışlayan yanıdır. Pasif bir direnişle taraf toplama yönünde ve kamuoyunun vicdanına çağrı yapabilmektedir.
-Sivil itaatsizlik Hukuk Devleti düşüncesine dayalı siyasi ve ahlaki bir siyasi ifadedir. Hukuksal bozukluklara verilen bir tepkidir.
-Sivil itaatsizliğin amacı düşmanlığı derinleştirmek değil, düşmanlığı gidermektir.
-Bu eylem biçimi ideolojik bir birliktelik gerektirmez. Daha çok vicdani bir haykırış ve çağrı niteliğindedir.
Makro anlamada örneklerini sıralayacak olursak: Henry David Thoreau, Mahatma Gandhi, Martin King Luther ve Roza Parks’tır. Mikro anlamda ise Cumartesi Anneleri, Vicdani retçiler. BDP’nin okul boykotu ve TÖS’ün 1969 yılındaki boykotudur.
Henry D. Thoreau’nin kelle vergisi vermeyi reddetmesi üzerine hapishaneye atılmasıdır. Ama o hapishaneyi dört duvar arası olarak görmemektedir. Şu sözleri her şeyi özetler niteliktedir.
-…‘benimle diğer insanlar arasında bir taş duvarın olduğunu, ancak benim kadar özgür olabilmeleri için onları önünde tırmanılması yada yıkılması daha da zor olan bir duvarın var-olduğunu düşündüm’ diyor.
Hindistan’ın bağımsızlık savaşını pasif direnişle gerçekleştiren Mahatma Gandhi toplumsal bir sivil itaatsizlik örneğini gerçekleştirmiştir. Gandhi İngiliz emperyalizmin karşısında, Hindistan halkını örgütlemeyi başarmıştır. İki taktikle pasif eylemini geçekleştirir.
1) Vergi vermeme, mahkemelere karşı genel grev, okul sivil ve askeri düzenlemeleri reddetme gibi.
2) Milli bağımsızlık isteğini her fırsatta dile getirme.
Gandhi bu yola İngiliz emperyalizmini yavaş yavaş sıfır noktasına ulaştırıp bağımsızlık mücadelesini sonuçlandırmıştır.
Amerikan’daki ırkçı saldırılara karşı M.King Luther büyük bir mücadele verip bir sivil itaatsizlik duruşla tepki vermiştir. King insanların içindeki küllenmiş olan kardeşlik ve eşitlik ateşini yeniden yakmıştır. King’in 1963’te Washington A.Lincon anıtı önünde yaptığı konuşmasıyla 300 bin kişiye hitaben; ‘l have a dream’ (benim bir rüyam var) söyleviyle tarihe rüyasını açıklamıştır.
Türkiye’ye bakıldığında en uzun süren sivil itaatsizlik örneği ‘Cumartesi Anneleri’ olarak bilinir. Bu sivil itaatsizlik örneği; 1990’larda Genelkurmayın Özel Harp Dairesi ve ona bağlı Kontrgerilla , Jitem ve Hizbullah gibi örgütlerin şiddet ve baskının bir başka biçimi olan ‘insan kaybetme ‘ politikasını gerçekleştirdiler. Bu dönemden sonra failli meçhul vakalarının olduğunu ve artığını görüyoruz. Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoçan’ın kaçırılması bu sivil itaatsizlik örneğinin miladi oldu. Yasal olarak her yolu deneyen bu iki kayıp ailesi bir netice alamayınca- bu noktanda sonra anneler ve kayıp yakınları birleşip kaybedilen (o dönemde kayıp sayısı çok fazla) insanları sürekli gündemde tutmak, ulusal ve uluslar arası kamuoyunun ilgisini çekmek için sokaklarda, meydanlarda olması gerektiğine inanarak 27 MAYIS 19952’den başlayarak İstanbul’da Galatasaray Lisesi’nin önünde her cumartesi saat 12’de oturmaya karar vererek sivil bir itaatsizlik eylemini gerçekleştirirler.
Türkiye’de gün geçtikçe sayıları artan ‘vicdani retçiler’de (217) bir sivil itaatsizlik eylemini alenileştirmiştir. Ve son olarak BDP’nin okulları boykot eylemi de bu anlamlarda bir sivil itaatsizlik örneğini oluşturmaktadır.
Montesquieu’nın dediği şu söz sivil itaatsizliği özetler mahiyette: “Herkesin suskun olduğu bir cumhuriyette, özgürlüğün varlığı tartışılır.”


KAYNAKÇA
Ü.KARDAŞ(2008):’Ötekiler’ İçin Sivil İtaatsizlik Rehberi, İstanbul:hayykitap yayınları
J. Rawls, J. Habermas, H. Arendt, M.L.King…(…):Kamu Vicdanına Çağrı; Sivil itaatsizlik,(çev,…….) ; ……:Ayrıntı yayınları
F.Başkaya(1999):Osmanlı Beyliğinden 28 Şubata:Bir Devlet Geleneğinin Anatomisi,Ankara:Ütopya yayınevi