Futbolun Tarihçesi ve Raydan Çıkanlar / Efsun Güztoklusu

SPOR’UN TANIMI:

Belirli ölçüde fiziksel güç gerektiren yarışmalı ve eğlenceli etkinliklere spor denir.Sporun
modern tanımı ise belirli ölçüde fiziksel güçle birlikte  akılcıl, matematiksel, mantıksal öğelerin de entegre edildiği fiziksel ve yarışmalı etkinliklerdir biçiminde olabilir. Günümüzde spor felsefesi, spor ahlakı, spor estetiği, kültürü gibi alt dallar barındıran spor bilimsel bir faaliyet olarak da incelenebilmektedir.

Tarihçe:
Hayvanlar atlar, sıçrar fiziksel faaliyetler gösterir ancak canlılar aleminde yalnız insanlar spor yapar.Zira herhangi bir fiziksel faaliyetin spor sayılabilmesi için;
a- kurallara tabi olması,
b- bir yarış dahilinde yapılması gerekmektedir.
Yetişkinlerin en eski hangi zaman diliminde fiziksel yarışma boyutunda spor yapabildikleri henüz saptanamamıştır.
Arkeolojik buluntular, eski Çin’de top oyunlarının oynandığına işaret etmektedir. Lakin bu oyunlar bir yarışma kapsamında mı oynanıyorlardı bu olgu henüz saptanamamıştır. Eski Yunan ve Roma’da da boş geçen zamanlarda top oyunları oynanırdı. Eski Mısır’da Firavunlar yeteneklerini göstermek üzere ok atıp, avlanırlardı. Ancak rakipsiz olduklarından yetenekleri ölçülemezdi. Eski Yunan ve Girit’te spor gösterileri hem dinsel hem de din dışı amaçlarla gerçekleştirilirdi.
Homeros’un İlyada ve Odyssea  eserlerinde her iki tip spor faaliyetinden de bahsedildiği görülür.
Din ve sporun birleştirilerek Olimpiyatlara dönüşmesi İ.Ö 776 tarihini bulmuştur. Eski Yunan’da din dışı spor faaliyetlerine de rastlanırdı. Gymnasium’u olmayan  devletlerinin tam bir toplum olamadığı düşünülür ve imece usulü çalışmalarla bu eksik kapatılırdı.

Eski Roma’da araba yarıştırma,insanın insanla,insanın hayvanla dövüştürüldüğü gladyatör oyunları oldukça pahalı olmasına rağmen büyük arenalarda yarışma içeriğinde düzenlenirdi.Günümüzde Ben-Hur,Gladyatör,Spartacus gibi oscarlı filmlerin konusu esasında bu etkinliklerdir. Neron zamanında zalimlik iyice artmış bu tür canlı işkencelerde kadınlar da rol almaya zorlanmışlardır.Araba yarışları Roma’nın hep gözdesi oldu ve takım yarışları bile yapıldı.

ORTAÇAĞDA SPOR:
 Bu dönem sporun en az örgütlü olduğu dönemdir.Soylular ok atar avcılık yapar.adi halk serfler ise taştan ağır çuvallar kaldırır,hiçbir kuralı olmayan vahşi bir tür ayak topu en ilkel hali ile futbol oynardı.Gerçi günümüzde de onca kurala karşın bazı futbol maçları eski ayak topuna rahmet okutur ama onu da başka bir makaleye bırakalım…
Rönesans döneminde ise aydınlanmanın etkisi ile dans en gözde spor biçimi oldu ve popüler hale getirildi.

GÜNÜMÜZE YAKLAŞIRKEN:
Avrupa’da sporun günümüzdeki şeklini alması 17. y.y sonlarına rast gelir.İngiltere’de Sırık atma ve dövüş gibi oyunların yerine kuralları olan ve günümüzde kriket olarak bilinen  oyun biçimleri popüler oldu.Boks ise daha uygarlaştırıldı ve kurallara kavuşturuldu.Bu dönemde bir aşamaya daha ulaşıldı spor uzmanlık alanlarına dallarına ayrıldı ve ulusal standartlara kavuşturuldu.1863’te İngiltere’de ‘Futbol Birliği’ kuruldu.ABD’de rugby ve Amerikan Futbolu gelişti. Aynen rock gibi yenilikler bu iki ülkeden diğer ülkelere ihraç edildi. 
20.yüzyılın başında bir kademe daha sıçranarak Uluslararası Olimpiyat Komitesi (1894), Uluslararası  Futbol Federasyonu (1904) ve Uluslararası  Atletizm  Federasyonu (1912) kuruldu.Bu arada Japonya olimpiyatlara judo sporunu sokan ilk batılı olmayan ülke oldu. 
Modern spora geçişin ardında,Sanayi Devrimi ile desteklenen bilimsel gelişmeler ve kapitalist girişimcilik sporun endüstrileşmesi,önemli bir ekonomik alan haline gelmesini sağladı. Kulüpçülük ve üniversitelerin sporun sosyalleşmesinde önemli rolleri oldu..
1970’lerden bu yana özellikle  1980 Moskova Olimpiyatları sırasında sporu  felsefesi spor faaliyetlerini bilimsel çalışmaların önemli bir faktörü haline getirdi.Felsefede ki estetik, ahlakî kuramlar futbolun da felsefesinin temellerini oluşturdu.Beden eğitiminin salt fiziksel anlamda değil, insanı bilinciyle, mantığı ile aritmetiği ile  ele alınmasının gerekliliğini bilimsel çevreler daha iyi kavradı. 
Her olayın kurumlaşma sürecinin tamamlanmasında olduğu gibi, yozlaşma belirtileri sportif uluslararası ve ulusal kurumlarda baş gösterdi.Bugün FİFA, UEFA gibi üst kuruluşlarda kötü kokular her tarafı sarmış durumda.Önemli bir İngiliz gazetesi olan Guardian’ın yakın tarihli nüshasında eski futbolcu, yeni spor yöneticisi Rumenige’nin basın toplantısında söylediği gibi Avrupa’daki spor kulüpleri artık FİFA’yı değil, kendi kurallarını kendi kurdukları organizasyonları istiyorlar. E pek de haksız sayılmazlar FİFA’yı çevreleyen bunca şaibe varken yerimiz yettiğince futbol tarihi ve geliştikçe ortaya çıkan olumsuz koşulları irdeledik, ülkemizi, komşumuz Yunanistan ve Güney Kore’yi yakın zamanda  sarmalayan şike boyutunu da mümkün olursa gelecek bölümde ele alalım…