Özgür Kızın Hüznü / Can Kırıkları

Hayat denen şu kulvarda savaşıp duruyorum aylardır. Çırpınmak hiçbir etki yaratmıyor üzerimde... İnzivaya çekilmiş hikayemin tetiğini kendim çekiyorum... Yaptıklarım veya yapmak istediklerimin çoğu bende bittiyor. Neyi, niçin yaptığımı bilmeden savruluyorum... Şu ucunu bilmediğimin girdapta!!!
Sonumun ne olacağını bilmeden bir umut bağlıyorum belime...
Ama umudum hiçbir zaman istediğimi vermiyor bana... Belki savaşmak, direnmek veyahut herşeyi, herkesi ardımda bırakıp bambaşka dünyalara yeni hikayelere ve belki de yepyeni bir umuda yelken açmak!!!
Ne kadar kolay geliyor dile tüm bunlar! Aslında kiminin zor olduğunu, hatta imkansızlığını da biliyorum. Şimdiyse siyah duvarlarımdan siyah hüzünler akar... Gölgem ise saklandığı yerden çıkma çabasında!!! Şu an ise beynim bomboş!Kafamın içindekiler ve dışım bir değil! Uçurumun kenarına gelmiş bekliyorum. Ardımda kim var ne var düşünmeden kenarındayım!

ÖNÜMDE DİPSİZ BOŞLUK!!!
İçim zifiri yalnızlığa gömülü!!! Kendi yasımdayım... Neden bilmiyorum!!! İçimin o sonsuz karanlığına rağmen, yüzümdeki o içten tebesümü kaybetmedim. Etrafına bi bak!!! Herkes sahte gülüşlere, yüzlere ve en önemlisi sahte sevgilere bel bağlamış şu hayatta içten davranan kimse çıkmadı karşıma! Kimse asıl kimliğini sergilemiyor. Ve işte en çok bu koyuyor insana!!! Bunları neden yazdığımı da bilmiyorum. Belki de insan yakınındakinden çok bir yabancıya içini dökerse rahatlıyor. Çünkü seni anlayıp anlamadığını bilmiyorsun ve buda önemli değil senin için!!! Belki de insan bir sevgiliye değil SEVGİYE muhtaçtır. (ya da sadece bu benim için geçerlidir.)

Can Kırıkları