Sokak Çocuklarının İşlediği Suçlar / Esra Savga

   Çocuklar anne ve babalarının gözetimi altında yetiştirilir.eğer ana ve baba yoksa vesayet altına alınarak çocuğun en iyi şekilde yetiştirilmesi amaçlanır.bu şekilde çocuk eğitim sağlık gibi temel ihtiyaçları karşılanarak yetiştirilir.ancak bazı çocuklar için vesayet ve velayet kurumları yetersiz kaldığından çocuk sokaklarda büyümek zorunda kalır.anne babası olsa bile kardeş sayısının fazla olması, yeterince ilgi gösterilmemesi ve maddi durumun kötü olması gibi nedenlerden dolayı çocuk evden kaçar.sokaklarda büyüyen çocuk en temel ihtiyacı olan eğitim sağlık gibi haklarından mahrum kalır.bu şekilde sevgisiz ve eğitimsiz yetişen çocuklar suça sürüklenerek hayatlarını idame ettirirler.özellikle sokak çocuklarının işledikleri suçların başında adam yaralama ve hırsızlık suçu gelmektedir.sokak çocukları konusunda TBMM Araştırma Komisyonu raporuna göre büyük oranda yoksulluk, aile içi şiddet, cinsel istismar ve ailenin bakabileceğinden daha fazla çocuk sahibi olması gibi etkenler sokak ,çocuklarının sayısının artmasına sebep olur.sokaklara düşen çocuklar tiner, bali, esrar, sigara, uyuşturucu madde kullanma, adam yaralama, dilencilik ve hırsızlık gibi hem kendilerine zarar veren hem de çevreye zarar veren yollara başvururlar. Bu şekilde sokaklarda biriken çocuklar sokak çocukları alt kültürünün oluşmasına neden olurlar. Bu sokak çocukları sokaklarda işledikleri suçların hem aktörü hem de mağduru olurlar. Bu kötü çevrede yetişen çocukların hem yaşam koşulları hem de psikolojileri bozuk olur. Özellikle bu çocuklar sevgi kavramından uzak olarak daha küçük yaşlarda hayat kavgasına atılıp hayatta kalmanın mücadelesini verirler. Dolayısıyla her yönden eksik olarak yetişip daha küçük yaşlarda suç kavramıyla tanışırlar. Yaptıkları hırsızlık veya adam yaralamalarla aldıkları paralarla hayatlarını sürdürmeye çalışırlar. Çocuk hem evde hem de sokaklarda şiddet içinde büyür. Onlar için şiddet hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Evde büyüyen çocuklar babaları ya da ailenin diğer fertleri tarafından şiddete maruz kalırlar. Sokakta büyüyen çocuklar ise çetenin başında olan veya çetenin diğer elemanları tarafından şiddete maruz kalırlar. Bu da çocukların ileride şiddet uygulamasına neden olmaktadır. Oysa çocuk şiddete maruz kalmamalı, kalma ihtimali bulunan durumlarda korunması için müdahale edilmesi yasal bir zorunluluktur. Sokakta yaşayan çocuklarda, mülkiyet kavramı da gelişmemiştir. Çünkü bunlar her şeyi alabilme haklarının olduğuna inanırlar. Aslında başta aileleri tarafından dışlanan daha sonra da toplum tarafından dışlanan bir nevi toplumdan öc alma aracılığıyla da hırsızlık yoluna başvururlar. Yine yaptıkları bu hırsızlık sonucu az ceza almaları diğer sokak çocuklarını da cesaretlendirir. Bu şekilde hırsızlık kavramı sokak çocukları arasında en çok işlenen suç haline gelir. Çocuklar işledikleri suçlarla ilgili özel hüküm ve yargılamaya tabidirler. Çocuk mahkemeleri, çocuk hakimleri ve savcıları tarafından yargılanırlar. Gerektiğinde bireysel özelliklerini ve yaşadığı çevreyi de gösteren bir rapor da hazırlanması istenir. Bu rapor incelenerek çocuğun suçun hukuki anlam ve sonuçlarını bilip bilmediğine bakılıp ona göre cezalandırılır. Sokak çocukları ülkemizin de bir sorunu olup bu sorunun çözülmesi için 114 milletvekilinin verdiği bir önergeyle TBMM çocukları sokağa düşüren nedenlerle sokak çocuklarının sorunlarının araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmuştur. Ülkemizde sokak çocuklarının sayısının en yoğun olduğu şehirler ise İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Bursa ve Mersin’dir. Sokak çocukları sorunu sadece devletin değil hepimizin en büyük sorunlarından biridir. Çünkü bu eğitimsiz,  sağlıksız ve en önemlisi sevgisiz çocuklar ileride ülkemizin bırakılacağı kişiler olacaktır. Bu sebeple hep beraber çocuklarımıza sahip çıkıp onların eğitilmesine ve sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesine katkıda bulunmalıyız. Sevgi ve saygı çerçevesinde yetiştireceğimiz çocuklar ancak istediğimiz nesil olabilir.