Padişahın Amirali Barbaros Hayreddin / Ernle Bradford

Akdeniz'in kaderini değiştiren adam: Padişahın Amirali Barbaros Hayreddin   
Hızır Reis, Osmanlı ordusuna bağlı bir sipahi askeri ile Midillili bir kadının dört oğlundan biri olarak Midilli Adası'nda doğdu.Korsanlık yapan ağabeyi Oruç Reis'le dünya tarihine “Barbarossa Brothers” olarak geçti.
Türkçeye Barbaros olarak geçen sözcüğün kökeni, İtalyancada kızıl sakal anlamına gelen Barbarossa'dan geliyor.
Barbarossa, aslında çoğumuzun bildiğinin tersine, Hızır Reis'in değil, ağabeyi Oruç Reis'in takma adıydı.
Oruç Reis'in, İspanyollar tarafından öldürülmesinden sonra, Hızır Reis artık Barbarossa olarak anılmaya başlandı. Asıl adı Hızır olan küçük kardeş, zamanla Barbaros Hayreddin Paşa oldu.
“Dinen emin insan” anlamına gelen “Hayreddin” adını, Hızır Reis'e Kanuni Sultan Süleyman verdi.
Barbaros Hayreddin'in bir korsan olarak başlayan denizcilik kariyeri, 1546'da, koskoca bir imparatorluğun donanmasının lideri olarak İstanbul'daki ölümüne dek başarılarla devam etti. Öldüğü zaman, o yıla ait Türk kayıtlarına “Denizlerin Sultanı öldü” diye yazıldı. Yunanistan'ın Midilli Adası'nda doğup, Osmanlı donanmasının kaptanıderyası, Cezayir sultanı, Kanuni Sultan Süleyman'ın dostu ve danışmanı oldu.

XVI. yüzyıl Akdeniz...
Barbaros Hayreddin Midilli Adası'na yerleşmiş bir yeniçerinin dört oğlundan biriydi. Oruç, İlyas ve İshak adlı üç kardeşi vardı.
Cerbe Adası'nı kendine üs edinerek burada korsanlık yapmaya başlayan ağabeyi Oruç Reis'e katıldı.
İki kardeş Akdeniz'de ticaret gemilerini ele geçirdiler.
Kısa sürede Avrupalı denizcilerin korkulu rüyası haline geldiler.
Barbaros Hayreddin, kardeşi Oruç'la birlikte Kuzey Afrika kıyılarına yerleştiği andan itibaren, Akdeniz'deki yaşamın ve ticaretin biçimi ebediyen değişti.
1533'te Kanuni Sultan Süleyman Barbaros'u İstanbul'a davet etti ve Osmanlı donanmasında kaptanıderyalığa getirdi.
Onun komutasında Osmanlı donanması adaları birer birer ele geçirdi.
Bu durum karşısında endişeye kapılan Avrupa devletleri, 1538'de Andrea Doria yönetiminde Adriya Denizi'nde müttefik bir donanmayla Barbaros'la savaştılar ve ağır bir yenilgiye uğradılar.
Barbaros'un Preveze Deniz Savaşı başarısıyla Akdeniz'de hâkimiyet tamamen Osmanlılara geçti.
Hayreddin, Osmanlı donanmasını yeniden düzenlemedeki başarıları ve donanma komutanlığındaki zaferleri sayesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun genişlemesinde de büyük katkıda bulundu.
Kitap, dönemin donanmaları hakkında okura geniş ve doyurucu bilgiler veriyor.
Hem Osmanlı hem de Haçlı donanmalarına ait savaş gemilerinin yapısı, kölelerden oluşan kürekçilerin tasvirleri, Türklerin, İstanbul'u fethetmeleriyle başlayan, denizcilik alanındaki ilerlemeleri, ezeli düşmanı Andrea Doria ve Cenevizlilerle girdiği büyük mücadele, Preveze Zaferi detaylarıyla kitapta okura aktarılıyor.
Barbaros'un Akdeniz'deki yaşamı değiştirdiğini vurgulayan yazar Ernle Bradford, tarih kitaplarında ender yer alan kayıp bir dünyayı yeniden yaratmak için o zamanın vakanivüslerinden alıntılar yapıyor.
Bu eksiksiz biyografide Ernle Bradford, Barbaros'un dikkate değer yaşamını,
tarihin bu nefes kesici zamanlarının fonunda, Osmanlı İmparatorluğu ve Akdeniz'in canlı bir portresiyle birlikte ustaca yeniden yaratıyor.
Bu kitapta Midillili gözü pek bir korsanın tarihin seyrini değiştirmesine tanık olacaksınız.  

“Türk denizcilik tarihinin bu en önemli şahsiyetinin yayımlanmış yegâne biyografisi ve palavracı korsan masallarının heyecanını hatırlatan hareketli bir öykü.” 
John Freely 
Kitaptan
Akdeniz'in batı ve doğu ucuna tartışma götürmez bir biçimde Türkler hâkimdi, ama orta havzada, Ion Denizi'ndeki durum pek Sultanın lehine değildi. 1532'de, Şerşel'de püskürtülmesinden bir yıl sonra Andrea Doria, Osmanlı İmparatorluğu'nun Yunanistan'daki ileri karakollarına karşı başarılı bir muharebeyi yönetti. Cenevizli büyük Amiral, Fransa Kralı I. Françoise'ya bağlılığını dört yıl kadar önce bırakmış ve on iki kadırgasıyla V. Karl'ın hizmetine girmişti. Bu, Fransa'ya ağır bir darbeydi; zira imparatorluk donanmasının katlanan gücü, Doria'nın becerisiyle birleşerek iki rakip arasındaki deniz gücü dengesini tamamen değiştirdi. Doria'nın Yunanistan'a saldırısının amacı, o sırada ordularının başında imparatorluk topraklarında ilerleyen Sultan'ın oyalayıp, Macaristan üzerindeki baskının bir kısmını kaldırmaktı. Doria bu amacına ulaştı; Patrai Körfezi'ne hücum ederek şehri ele geçirdi ve Korintos Körfezi'nin dar girişine hâkim iki kaleyi almaya yöneldi. Doria Patrai'ye saldırmadan önce, Peloponez yarımadasının güneyinde Messenia Körfezi'ne hâkim Koroni kalesini ele geçirmişti. Ertesi yılın baharında, kalede bıraktığı garnizonun bir Türk filosu tarafından ablukaya alındığını duyunca, esin dolu bir muharebe yürüttü, Türk filosunun komutanı Lütfi Paşa'yı yendi, garnizonu yeniden tahkim edip donattı.

Doria'nın Türk karasularında Türk donanmasına karşı kazandığı başarıların Sultan Süleyman'ı bir sonraki adımı atmaya teşvik ettiği kuşku götürmez gibi görünüyor. Sadrazam İbrahim Paşa, uzun süredir Sultanı Cezayir'in yeni hükümdarıyla daha yıkın ilişkiler kurmaya teşvik ediyordu. Babıâli ile batı Akdeniz'de İspanya'nın kuvvetlerini ve İmparatora karşı ezici başarılar elde eden bu Türkler arasında sağlam bir dostluk kurmak istiyordu. 1533 baharında, Cezayir Beylerbeyi Barbaros Hayreddin'e İstanbul'dan bir elçi geldi. Osmanlı Sultanı ve “Allahın Yeryüzündeki Vekili” Süleyman'ın huzuruna en kısa sürede çıkması buyruluyordu. Bu, Barbaros için bir zafer anıydı. Yaklaşık otuz yıl önce, kardeşinin hizmetinde ne olacağı belli olmayan bir genç olarak Ege'den ayrılmıştı. Şimdi ise neredeyse tüm Cezayir'in hükümdarı, batı Akdeniz'i yıldıran bir filonun efendisi ve yeryüzünün en güçlü hükümdarı tarafından sarayına çağrılacak kadar önemli bir kişiydi. Barbaros, özellikle denizde Hıristiyanlara karşı başarısını kanıtladığı için, Sultan'ın İstanbul'da kendisine ihtiyaç duyduğunu anlamış olmalı.

Yazar hakkında
Ernle Bradford (1922-1986) İngiltere'de doğdu. Akdeniz ve denizcilik tarihi konularında uzman olan Bradford, İkinci Dünya Savaşı'nda Kraliyet Donanması'nda görev yaptı. Yazarın eserleri arasında Türkçede de yayımlanmış Akdeniz/Bir Denizin Portresi ile Turgut Reis/Malta Kuşatması ve Son Sefer sayılabilir.

Padişahın Amirali Barbaros Hayreddin
Yazan: Ernle Bradford
Çeviren: Ahmet Fethi
Tarih / Biyografi
198 sayfa